Mesaj Sayısı : 101 Kayıt tarihi : 16/02/10 Nerden : mersin
Konu: Sen Kendin Için Kal Yar,ben Senin Için Giderim... Salı Mart 02, 2010 10:25 am
Bitiyor zaman. Tüm saatler kum saatinin içinde birbiri üstüne yığılıyor. Sahte mutluluklar giyiniyor sözcükler. Sen-ben savaşında imtiyazsız yarınlara bugünden açıyorum gözlerimi. SAVAŞACAK KADAR BİLE YAKIN OLMAYIŞIMIZI BİLİRİM. Bilirim acı verişindir bu kadar sözcük dizdiren. Ömrümü ömrünün ardında sürüyen…
Aynaları kırıldı mutluluğumun. Söz dinlemeyen yanımı artık çok iyi tanıyorum. Ayağım takılıyor bir acıya ve yokluğunun üstüne düşüyorum. Hala üşüyorum… İğne deliğinden geçiriyorum sevdayı. Sen oluyor nakışımın adı. Bir an sen oluyorum anlayışsız vurdumduymaz… Sonra bana dönüyorum. Bak hala ağlıyorum… Harf harf işlerken kelimelerimi şimdiden yerleştiriyorum acılarımı parmaklarımın ucuna. Son düşen cemreyi de ayırıyorum payıma.
Kapatıyorum gözlerimi. Hadi git yâr geldiğin gibi. Acıttığın yerden tüm acılarımı da topla git hadi. ANLAMADIM YAR SEN Mİ YAR OLAMADIN YOKSA BEN Mİ YARENLİKTEN UZAKTIM??? Hangi kıyıya vurmuştu aramızdaki eksik o taş? Hangi şarkıda yarım kalmıştı rotamız? Hangi satır içine sığdırabilmişti de seni; sen bulunmazım olmuştun? Ah yâr sana bağlamazsam sözcüklerimi hep anlamsızlık oluyor yüreğimin dili. Sana bağlandığında da gözyaşına paralel oluyor. Yok mu önümde senden gayri gidecek bir yol? İçim yine aynı mısra´ları tekrarlıyor
YAMAÇLARIMDA SENLİ GÜZEL DÜŞLERİM VAR AMA DÜŞLERİME DAMLAYAN ZEHİRDE SENSİZ EY YAR!
Bulamadım yâr. Seni bu kadar ararken kendime bir mutluluğu da bulamadım. Zamandan bir bir çalıp saatleri sızlayan yanlarıma kattım. Ben acıyı aşka yama yaptım. Hafife almadım duyuları. KUYTU KÖŞELERDE ÖLÜMÜNE BESLEDİM SEVDAMI ACIYDI BİLDİĞİM AŞKIN ÖN ADI.
Hiçbir şehre sığmadı yüreğim. İstanbul sen de yüreğimi ayaklarına doladın. Ve sen düştün ben kanadım. Ezildim yarama yine koskoca bir kenti bastım.
Büyük bir uykudan ibaret sandım satırlarda yaşamayı. Kelimeleri vurdum kumsallara. Canımı ağrıttım ardında. Ve bir taş daha attım içimin karanlık dehlizine. Hüzün meskenine kilitli aşk hangi makamı kabul ediyordu ki sözlerine? Hangi yaram düşlerimi sana vurduğumda acı damlatmıyordu?
GERÇEĞİMDE OLMAYAN YAR GÖNLÜMDEN GİT! HADİ GİT... Ben sarsılan bir şehrin enkazı olmaya razıyım. Ben yine kâbuslar saklarım yatak başlarımda. Ve sana şiirler biriktirmekten vazgeçerim. Sessizliğimin sesini dinlerim bir sonbahar sabahında.
Hadi git yâr! Daha fazla sen yüklenemiyor kalbim. Daha derin düşleri kaldıramıyor bedenim. Kalmadı lügatimde içimi yakmayan bir söz. Bendeki resmini sakladığım sandık; bir çift göz…
Yâr! ekseni değişti artık dünyamın. Ne geceleri uykuya teslim ediyorum düşüncelerimi. Ne de sabahları gündoğumlarıyla yeni bir yelken açabiliyorum kurtuluşuma. Her benle başlayıp senle devam etmek zorunda olan gün dikenli bir dal oluyor bana.
Hadi gönlüm Defalarca düş uçurumlardan kan-revan ol. Ve boşalt içini. Damarlarından ansızın geçen ve "yar"ı anlamlı kılan ezinci katlet. Bitir bu sonsuz şiiri. Son bulsun ağıt tadındaki sevgi söylemleri. Yâr yüreğimdeki 'is'ini başka bir yere sevk et hadi.
Ah yâr gün gün mısralar döktün içime. Yüreğimi sana dair söylenmiş mısralarımla yıkadın. Ben hep sana uzaktım. Yollarda kaybolsam sen önüme çıkan tuzaktın. Ben her gece gözyaşlarımla yıkadığım masallarımı saçlarına yolladım. Saçlarından kulaklarına musalla taşı gibi bir soğuklukla inip beni sana anlatır sandım. Yanıldım…
Hayatımın satırlarında adı geçen yâr. Sırtımı her döndüğümde bir can yitirdim bu bahar…
İdama giderken hislerim güneşim yüzünü görmeyi bekledim hep. Kalemi kırık bir aşkı mühürledim yüreğime. "unuttum" diye haykırırken bile unutmadığımı ispatlıyordum kendime.
Yoruldum yâr Bütün kapılarımı kapatmaya hazırlanıyorum gönlümün. Kimliğimi hediye edip bu şehre her bir adımımda anıları sürükleyip ardımdan ve rotamı da ekleyip nabzıma gidiyorum… Mutlu günlerin gelmesini bekleyen çehremdeki çizgileri siliyorum. Ceplerimi dolduruyorum yedekteki acılarla. Her sabah yüzümü yıkadığım tavana asıyorum hayallerimi. ANSIZIN GÖNLÜME DÜŞTÜĞÜN GÜNDEN BERİ AYAKLARI BURKULDU ÖMRÜMÜN. Ve ben her gün bir daha ölmek için uyanır oldum uykumdan. Paslandı gözlerim. SEN KENDİN İÇİN KAL YAR BEN SENİN İÇİN GİDERİM. Bu defa sürgünlere giden yüreğime bedenimi de eklerim. Bağdat olurum yıkılırım kurşunlara. Filistin olurum kalırım duvarlar arasında. Ama yine de İstanbul'u saklarım alınyazımda.
NERDE OLURSAM OLAYIM UNUTMA YAR;YARIN YENİ BİRGÜN VE HER YENİ GÜNDE OLDUĞU GİBİ SENLİ ÖLÜME HAZIRLANIYOR GÖNLÜM...